Uzun süre suyla cebelleşmiş, bir kaç kez alabora olma tehlikesi atlatmıştı. Bir ara hayatının sonuna yaklaştığını, bu nehirden hiç çıkamayacağını dahi düşünmüştü. İlerleyen saatlerde fırtına dinmiş, yorgunluktan kayıkta uyuyakalmıştı. Şimdi, sabahın ilk ışıkları ile karşı kıyıya yaklaşıyordu.

Hava bir önceki geceye inat, son derece güneşliydi. Kıyafetleri hemen kurumuş, sıcaklık şimdiden içini ısıtmıştı. Öyle bir gecenin sonrasında, böyle bir sabah! Sevinç ve şükranla doluydu.

Kıyıya iyice yaklaştığında, güzel olduğu kadar da tanıdık bir ezgi duydu. Ama nereden hatırladığını bir türlü çıkaramadı. Yaklaştıkça, sesin bir lirden geldiğini, lirin de güzel ve genç bir kadın tarafından çalındığını gördü. Kuşlar müziğe sanki eşlik ediyor, kelebekler dans ediyor, doğa tüm güzelliğini sereserpe gösteriyordu. Cennet bahçesine düşmüş gibiydi.

Onu fark eden genç kadın, çalmayı kesti. Rahatsız ettiği ve bu muhteşem ahengi bozduğu için mahçup olmuştu, nezaketten kırılarak çalmaya devam etmesini rica etti. Kadın kocaman gülümseyerek sorun olmadığını belirtmiş ve “Ne kadar güzel bir yer, değil mi?” diye sormuştu. Güzel, diye düşündü. Hem de öylesine güzel ki, gerçeküstü olduğu hissine kapılıyordu.

Kendini yeşiller giyinmiş toprağa bıraktı. Mutluydu. Yola çıktığından beri ilk defa, böylesine katışıksız mutluydu. Bu mükemmelliğin bir parçası olmak onda fevkalade bir yaşama sevinci doğurmuştu.

Kadın ayağa kalkmış, ileride otlayan atını çağırmıştı. Bembeyaz bir at yanında dururken, peri masallarından çıkma bir sahnenin sanki içindeydi. Beyaz atlı prenses, diye düşünmekten kendini alıkoyamadı.

Gülümsedi.

19 numarada Güneş kartı tüm sıcaklığını yayacak, yüreklere coşku ve mutluluk salacaktır.

Budala, lanet bir geceyi sağsalim atlatmıştı. Gün ise onu tek kelimeyle mükemmel karşıladı. Doğanın eşsiz güzelliği gözünü gönlünü açarken, aradığı mutluluk nihayet içine doğdu.

Güneş kartı açıldığında, karanlık gecelere, soğuğa ve ıssızlığa meydan okurcasına gün doğar. Bu kart, destedeki en sevinçli, en ferah, en güleryüzlü karttır. Karanlığın karşısındaki aydınlık, vahşetin karşısındaki uygarlık, bilinçaltının karşısındaki farkındalıktır o. Her şeyi rayına oturturken, düşlediğiniz mutluluğu getirir. Başarı, zenginlik, gençlik, sağlık… artık çok yakınınızdadır.

İçi içine sığmayan bir çocuk gibi olmamak mümkün değildir. Güneş kartı omuzlarınızdan tüm yükleri alarak size gençliğin tazeliğini ve enerjisini getirir. Doğanın canlanışı gibi siz de canlanırsınız. Etrafınızı yaşamın güzellikleri çevirir, korkulara ve ikilemlere bu tabloda yer yoktur.

Güneş, ne olursa olsun yolun açık, sonunda ise bir kutlama olduğunu göstererek cesaret verir. Bahtın sunmak istediği o kadar şey vardır ki! Hayat size güzel, her şey ayarındadır. Bulutlar dağılmış, göğün berraklığı ufkunuzu açmıştır. Yaşadığınız aydınlanma, iç görünüzün ve anlayışınızın başka bir seviyeye ulaştığının ve evrenin dilinden artık konuşabildiğinizin bir göstergesidir.

Güneş kartı, kartı çeken kişinin aradığı mutluluğu, aydınlığı ve neşeyi getirir. Hedefini yaklaştırırken, iyimserliğini arttırır. Her şey yolunda ve doğru yoldadır. Kartın yönetici gezegeni sevincin, cesaretin, övüncün gezegeni, yaşam kaynağı Güneş’tir.

Attığınız tohumlar filizlenmiş, yeşermiş ve Güneş kartını çektiğiniz noktada çiçeklenmektedir. Aradığınız iş fırsatı karşınıza çıkmıştır mesela. Projenize sponsor bulmuşsunuzdur, beklediğiniz para bankaya yatmış artık sizi beklemektedir. Düşmanlarınız dize gelmiş özür dilemekte, üzerinize atılan iftiralar temize çıkmaktadır. Tropik bir adada, içkinizi ufak ufak yudumlarken, tatlı bir rüzgar ve sevgilinizin kolları üzerinizde gezinmektedir. Kısacası, hayat güzeldir.

Ağzımızdan bal damlaya damlaya Güneş kartını anlattık anlatmasına ama… Bir yaz günü, öğle sıcağında, güneşin altında uzunca bir kalın. Ertesi gün deriniz kıpkırmızı olmamışsa, sızım sızım sızlamazsa ne ala! Aşırı iyimserliğiniz olası gerçekleri gölgelemeye başlamışsa, neşeyle kalkarken kederle oturmak da ihtimal dahilindedir.