Dolunay gökte usul usul yükselirken, kalacak bir yer için bakınmaya başladı. Yolunun üstünde çok eski, taş bir bina gördü. Bir hana benziyordu, burada konaklayabilirdi.

Orta yaşın biraz üzerinde, soluk benizli bir kadın kapıyı açtı. Kadını ilk gördüğünde tüylerinde bir ürperti gezindi, hızlı hızlı yürürken üşüdüğünü fark etmemiş olmalıydı. Evet, bu gecelik ona bir oda verecekti, ancak sabah, anlayamadığı ve sormaya cesaret edemediği bir nedenden dolayı, erkenden burayı terk etmeliydi.

Yine de gece kalacak bir yer bulmak ona yetmişti. Eski taş binanın içinde ilerlerken, bu duvarların çok şey bildiğine ve çok şeye şahit olduğuna dair bir hisse kapıldı.

İşte, odadaydı. Üzerindeki kıyafetlerden kurtulup, tatlı bir uyku çekip, bedenini yarına hazırlamalıydı. Aslında ne kadar da yorulmuştu! Uyku fikri bile onu heyecanlandırıyor, göz kapaklarına bir ağırlık çökmesine sebep oluyordu.

O sırada bastığı tahtadan fena bir ses geldi. Belli ki ahşap da çok eskiydi, çürük bir yerine denk gelmiş olmalıydı ki, kırılıp içeri çökmüştü. Sabah erkenden ayrılacak olmasına ve o garip kadına bu hasarı açıklamak zorunda olmayışına içten içe sevindi.

Bu sırada gözüne bir şey çarptı. Ahşabın kırığından elini merakla daldırdığında, bir kağıt rulosu buldu. Beyazı hafifçe sararmış olan ruloyu merakla açtı.

Tüm gece gözüne bir damla uyku girmeden, cumbaya vuran ay ışığı eşliğinde kağıdı okudu.

Sabah, bu garip handan ayrılırken, içinde pek de alışık olmadığı bir his uyandı. Arkasından bakan kadını görmemiş, “Seninle tekrar karşılacağız.” dediğini ise duymamıştı. Parlayan güneşe rağmen, tüyleri yine ürperdi.

2 numaralı kart olan Azize ile karşılaşıldığında, vakit sessizlikte dinlenip, gizemli kapıları usulca aralamanın vaktidir.

Budala’ya fikir kazandıran Büyücü’ye teşekkürlerimiz bir yana dursun, Budala hala nasıl ilerleyeceği konusunda karman çorman duygular içindedir. Nasıl karar alacağını, nereye doğru yön tutacağını bilememektedir. Birinin ona rehberlik etmesini dilemişse, dileği Azize’nin belirmesi ile gerçekleşir.

Azize, sezgilerin Tarot’ta büründüğü kişidir. O, sakin, sessiz ve gizemlidir. Sanki bilmediğiniz her ne ise, onun derin bakışları altında gizlenmekte ve size aktarmadığı sürece de gizli kalmaya devam etmektedir. Azize, bu spiritüel kadın, hikmeti, bilgeliği ve kavrayışındaki derinlik ile usulca fısıldar: “İç sesini dinle!” Böylece, durmanızı, meditasyon yapmanızı, içgüdülerinize kulak vermenizi, bilinçaltınızın kapalı kapılarını mistik bir keşfe açmanızı salık verir.

Bilinçaltı yolculuğunuzda, kendinize ne kadar kulak verdiğiniz ortaya çıkmaya başlar. Paslı hafızanız dürtüldükçe, korku ve kaygılarınızın kaynakları ortaya çıkar. Bastırdığınız arzu ve istekler kendilerini ifade etmeye uğraşır. Hiç göremediğiniz, fark etmediğiniz, fark etmek istemediğiniz etkileri görüp, kendinizle yeniden tanışırsınız.

Sezgileriniz ise, dinlenilmeyi ve güvenilmeyi beklemektedir. Goethe’nin dediği gibi, siz onlara güvendiğinizde, onlar da bu güveni hak etmek için ellerinden geleni yaparlar.

Azize kartı, onu çeken kişiye, bir karar verip harekete geçmeden evvel sezgilerini ve içgüdülerini dinlemesi gerektiğini hatırlatır. Bir gizi açığa çıkaran bir mistik, bir öğretmen veya kartı çekeni yakınen tanıyan biri yerinde de olabilir.

Kartın yönetici gezegeni duyguların, sezgilerin, gizli kalmış yönlerin, geçmişin temsilcisi, dişil güç Ay’dır.

Azize, Tarot’un en mistik yüzü, sizi ruhani bir yolculuğa davet eder. Fakat henüz yolun başındasınızdır. Bazı bilgiler saklı kalmalı ve gerçekten hazır olduğunuzda ortaya çıkmalıdır. Gizemli kapılar tamamen açılmasa da, iç sesinizin seslenişi hayli ilham vericidir. Şairlerin ve yazarların en çok bu enerjiden etkilendikleri söylenebilir.

Yalnız Azize bir kısım uyarıyı beraberinde getirir. Gerekiyorsa, ilk suratınıza vuracağı sezgilerinize yeterince güvenmeyişiniz olacaktır. Veyahut bu aralar o kadar meşgulsünüzdür ki, size aynalık eden bir yakınınız ile ilişkinizi koparmışsınızdır. Ya da bilinçaltınız, görmezden gelindiği için sizi bir depresyona doğru sürüklemekte; sezgileriniz ise küsmektedir. Günahı sizden alalım, birileri arkanızdan iş çeviriyor, dedikodu yapıyor da olabilir. Her durumda yapmanız gereken, iç sesinize kulak vermektir.